sosyalbilgililer
MENÜ  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Anketler
  Download
  Atatürk Köşesi
  Osmanlı Devleti
  1915 Çanakkale Destanı
  Tarihte Bugün
  Kim Kimdir
  Ermeni Meselesi
  Türk Tarih Kurumu
  Türk Dil Kurumu
  7.Sınıf 1.Ünite
  7.Sınıf 2.Ünite
  7.Sınıf 3.Ünite
  7.Sınıf 4.Ünite
  7.Sınıf 5.Ünite
  7.Sınıf 6.Ünite
  7.Sınıf 7.Ünite
  => İki Kurşun Ve Milyonlarca Kayıp
  => Dünyada Neler Oluyor?
  => Neden Yaşatmalıyız?
  2011 SBS 8.sınıf soruları ve cevapları
  2011 SBS 7. sınıf soruları ve cevapları
  Ziyaretçi defteri
Dünyada Neler Oluyor?

http://battlecruiseryavuz.hypermart.net/canakkale/images/War1.JPG

Dünya Savaşı’nın Sonuçları:

ABD'nin savaşa girmesi ile savaş, İtilaf Devletleri lehine sonuçlanmıştır. Milyonlarca insan hayatını kaybetmiş, dünya barışı tehlikeye girmiştir. Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti,Rus Çarlığı Alman İmparatorluğu yıkıldı.İmparatorlukların yerine milli devletler kuruldu. Litvanya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Türkiye devletleri kuruldu, Dünya barışını korumak için Cemiyet-i Akvam(Milletler Cemiyeti) kuruldu, Dünyaya faşizm, sosyalizm gibi düşün­ce akımları yayılarak, yeni yönetim şekilleri or­taya çıkmıştır. Dünyadaki siyasi ve askeri güç dengele­ri değişmiştir. Dünya Savaşı'ndan en karlı çıkan devletler İngiltere ve Fransa oldu,

DÜNYA BARIŞI NASIL KORUNACAK?

Wilson İlkeleri (8 Ocak 1918)

Bu ilkelerin yayınlanma amacı, dünya ba­rışını sağlamak, ülkeler arası mücadelelere son vermektir. Wilson ilkelerine göre;

• Bütün milletler, kendi geleceğine kendisi karar verecektir.

• I. Dünya Savaşı'nda yenen devletler, yeni­lenlerden savaş ve toprak tazminatı almaya­caktır.

• Dünya barışını tehdit eden silahlanmaya son verilecektir.

• Devletlerarası barışı sağlamak için Mil­letler Cemiyeti kurulacaktır.

Wilson ilkeleri görünürde dünya barışını sağlamaya yöneliktir. Fakat sömürgeci dev­letler bu ilkeleri kendi lehlerine çevirmişlerdir. Bunun yanında Wilson ilkelerine uymayarak, kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmiş­ler ve dünya barışını tehlikeye sokmuşlardır.

Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)

• I. Dünya Savaşı sonucunda, yenilen dev­letlerin durumlarını görüşmek ve yapılacak olan barış antlaşmalarının esaslarını tespit için kon­ferans düzenlenmiştir.

• Bu konferansta barış görüşmelerinin ya­pılması beklenirken, Osmanlı Devleti'nin top­rakları paylaşılmış, Batı Anadolu toprakları, Yunanistan'a bırakılmıştır.

UYARI! Batı Anadolu'nun İtalya yerine Yunanis­tan'a bırakılmasının nedeni, güçlü bir İtal­ya'nın Akdeniz'de varlığının İngiltere'nin sö­mürge yollarını tehdit edebileceği düşünce­sidir. Güçlü bir İtalya yerine, güçsüz olan Yu­nanistan tercih edilmiştir.

UYARI! Avrupa devletleri, kendi çıkarları doğrultu­sunda hareket etmişlerdir. Batı Anadolu'nun Yunanistan'a bırakılması Yunanistan'ın İz­mir'i işgaline zemin hazırlamıştır.

Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918)

•  Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşından yenik çıktıktan sonra, ölüm fermanı olan Mond­ros Ateşkes Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır.

•  İtilaf Devletleri savaş devam ederken, Osmanlı Devleti'nin topraklarını kendi araların­da paylaşmışlardı. Artık Mondros Antlaşması ile birlikte, Osmanlı Devleti'nin toprakları res­men işgale hazır hale gelmiştir.

Bu antlaşmaya göre;

• Boğazlar bütün devletlere açık olacak ve yönetimi İtilaf devletlerinde bırakılacak.

• Osmanlı ordusu terhis edilecek ve ordu­ya ait cephaneye el konulacak.

• Ulaşım yolları İtilaf Devletleri'nin deneti­mine bırakılacak.

• Donanma, İtilaf Devletleri'nin kontrolün­de olacak.

• İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit ede­cek bir durumda karşılaşırsa, herhangi stratejik bir bölgeyi işgal edebilecekti. (7. madde)

• Doğu Anadolu'daki 6 ilde(Bitlis, Erzurum, Sivas, Diyarbakır, Elazığ, Van-BESDEV) karışıklık çıkar­sa, İtilaf Devletleri buraları işgal edebilecekti (24. madde)

ÖNEMİ:

Osmanlı Devleti fiilen sona ermiştir. Osmanlı Devleti, boğazlar üzerindeki hakimiyetini kaybetmiştir. Anadolu toprakları işgale açık hale gel­miştir. Osmanlı ordusunun terhis edilmesi, ula­şım ve iletişim bölgelerin kaybedilmesi, donan­manın İtilaf devletlerinin elinde olması Osmanlı Devleti'ni savunmasız bırakmıştır. İtilaf Devletleri 7.madde ile birlikte işgal­lere zemin hazırlamıştır. 24. madde ile Doğu Anadolu Bölgesi'nde bir Ermeni devleti kurmak amaçlanmıştır.

İtilaf Devletleri'nin, bu ateşkes antlaşma­sından sonra Anadolu'yu işgallere başlama­sı asıl emellerini ortaya koymuştur.

I. Dünya Savaşı Sonunda Yapılan Barış Antlaşmaları

Versay Antlaşması: Almanya ile İtilaf Devletleri arasında Sen Jermen Antlaşması: Avusturya ile İtilaf Dev­letleri arasında Nöyyi Antlaşması Bulgaristan ile İtilaf Devletleri arasında Triyanon Antlaşması: Macaristan ile İtilaf Devletleri arasında Sevr Antlaşması: Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanmıştır.(10 Ağustos 1920) ÖNEMLİ! Ancak İtilaf Devletleri I. Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti’ni aralarında nasıl paylaşacaklarına karar veremediklerinden Sevr Antlaşması hazırlanıncaya kadar ön antlaşma olan Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzaladılar.

DÜNYA HEPİMİZİN

Dünya Sağlık Örgütü|WHO)

• 1946yılında kurulan bu örgüt, verem, çiçek, AİDS, hepatit gibi salgın hastalıklarla

mücadele etmektedir.

• 1947 yılında Türkiye bu kuruluşa katılmıştır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO)

• Dünyadaki doğal kaynakların azalması, tarımsal üretimin düşmesi, küresel ısınmayla birlikte gelen kuraklıklar bu örgütün kuruluşun­da etkili olmuştur.

• Dünyadaki en önemli sorun olan açlığa karşı önemli tedbirler almaktadırlar. Günümüz­deki yoksul ülkelere besin yardımı yapmakta ve bu yardımları teşvik etmektedirler

ÇEVRE KİRLİLİĞİ

İnsanın doğaya hakim olma sürecinde ha­va, su ve toprak kirliliği önemli derecede art­mıştır. Toprak kirliliğine neden olan bilinçsizce gübreleme ilaçlama ve sanayi kuruluşlarının atıkları topraktaki canlı ve bitkilere zarar ver­mektedir. Bilinçsiz bir şekilde ormanların kesilmesi erozyon ve toprak kayıplarına neden olmakta­dır. Bu durum suların kirlenmesine ve tarım topraklarının azalmasına neden olmaktadır. Hava kirliliğine neden olan sanayinin gelişmesi ile birlikte fabrikaların açılması, bu fabrikalardan çıkan kimyasal zararlı gazlar, otomobillerden çıkan gazlar insan sağlığını tehdit etmektedir. Hava kirliliği solunum sistemi hastalıkları ve akciğer kanserine yol açmakta­dır. Su kirliliğine neden olan sanayi atıkları, zehirli madde atıkları suda yaşayan canlılara zarar vermektedir. Türkiye'de bulunan Marma­ra denizi, Haliç ve İzmir Körfezi'nde su kirliliği görülmektedir. Bu kirliliğin nedeni, insanların bilinçsizce bu suları kirletmeleridir.

Çevre Kirliliğine Karşı Alınması Gereken Önlemler

Zararlı yakıt kullanımı yerine jeotermal ve güneş enerjisi tercih edilmelidir. Yeşil alanların tahrip edilmesi önlenmeli, ağaçlandırma çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Sanayi tesislerinin, verimsiz topraklar üzerine kurulması ve zararlı atıkları arıttıktan sonra doğaya bırakılmalıdır. Gübreleme ve ilaçlama konusunda in­sanlar bilinçlendirilmelidir. Sanayide dönüşümü olan cam, karton gibi maddeler kullanılmalıdır.

GREENPEACE

Greenpeace küresel çevre sorunlarına dikkat çekmek, yeşil ve barış dolu bir gelecek için çözümler bulunmasını zorlamak amacıyla şiddet içermeyen farklı eylemlere başvuran ve kampan­yalar yürüten bağımsız bir örgüttür. Greenpeace hükümetlerden, şirketlerden veya siyasi partilerden maddi destek aramamak­ta veya kabul etmemektedir. Greenpeace bu amaçla; Okyanuslar ve yaşlı ormanların korunması, İklim değişikliğini durdurabilmek için fosil yakıtların kademeli olarak sonlandırılması ve ye­nilenebilir enerjilerin teşvik edilmesi, Nükleer silahlanma ve nükleer kirliliğe son verilmesi, Zehirli kimyasal maddelerin ortadan kal­dırılması, Genleri ile oynanmış organizmaların do­ğaya bırakılmasının önlenmesi çalışmalarını yü­rütmektedir.

TERÖR VE SAVAŞ

Terör; baskı, şiddet ve korku yoluyla siya­si, sosyal ekonomik, hukuki düzeni bozmaya yönelik eyleme denir. Terör uluslararası barışı tehdit eden önemli bir unsurdur. Terörün temel amaçları içerisinde, mevcut devlet yönetimini yıpratmak ve devlet otoritesini zayıflatmak var­dır. Uluslararası çıkar çatışmaları, gruplaş­malar, hammadde ve pazar arayışı, ekonomik ve siyasi mücadeleler 20. yy'ın başından itiba­ren başlayan I. Dünya Savaşı'nın nedenleridir. Bu savaşta milyonlarca insan hayatını kaybet­miştir. Okullar, evler, hastaneler köprüler yıkıl­mış, açlık, yokluk ve salgın hastalıklar baş gös­termiştir. 20. yy’in ortalarına gelindiği zaman II. Dün­ya Savaşı çıkmış yine milyonlarca insan haya­tını kaybetmiştir. Görülüyor ki savaş, insan hayatını önem­semeyen, dünya barışını bozan, açlık ve yok­sulluk getiren bir olaydır. Dünyada görülen bu uluslararası sorunları, barışçı yollarla çözmek, bu savaşların kötü sonuçlarına çözüm getir­mek için uluslararası örgütler kurulmaya başla­mıştır.

Birleşmiş Milletler

Birleşmiş Milletler 1945 yılında kurulmuş­tur. ABD, İngiltere, Sovyetler Birliği ve Çin'in ön­cülüğünde kurulan bu örgüt, dünya barışı ve güvenliğini sağlamak için çalışmalar yapmıştır. Birleşmiş Milletlerin amaçları arasında;

• Uluslararası ilişkileri pekiştirmek,

• Ekonomik, sosyal, kültürel ve toplumsal sorunlar konusunda uluslararası işbirliği sağlamak.

•  Uluslararası insan haklarının korunma­sında uzlaşmacı bir tavır sergilemektedir.

Birleşmiş Milletler, dünya barışını ve gü­venliğini sağlamak amacıyla kurulmasına rağ­men, kuruluşundan günümüze kadarki dönem­de ortaya çıkan savaşlar ve savaşın olumsuz sonuçları karşısında yeterliliği tartışılmaktadır. 1970-1989 yılları arasında Bulgaristan'ın kendi ülkesinde 1,5 milyon Türk ve diğer farklı ırktan topluluklara karşı yapmış olduğu asimi­lasyon hareketi ve zorunlu göç ettirmelerine kar­şı Birleşmiş Milletler tarafından gerekli önlemler alınmamıştır. Bunun yanında ABD ve müttefik­leri olan güçlerin Irak'ta, bir milyon beş yüz sivil insanı öldürmesine, Rumların 1974 yılında Türklere karşı yaptıkları katliamlara Birleşmiş Milletler yetersiz kalmıştır.

NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması)

1949 yılında kurulan NATO, uluslararası siyasi, ekonomik ve önemli alanlarda işbirliğini ve dayanışmayı güçlendirmek için önemli çalışmalar yapmaktadır. Belçika, İngiltere, Kanada, Danimarka, İtalya, Portekiz, Türkiye, ABD, Hollanda gibi devletler NATO'ya üyedir. Türkiye NATO'ya 1952 yılında girmiştir. Dünya barışını korumak için dünyanın bir­çok yerinde önemli görevler üstlenmiştir.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve KültüÖrgütü (UNESCO)

1946 yılında kurulan UNESCO, Birleşmiş Milletlere yardımcı bir kuruluştur. Bu örgütün kuruluş amacı, uluslararası alanda bilim, kültür ve eğitim alanlarındaki sorunlara çözüm bulmaktır. Eğitim ve öğretimin dünya çapında yaygınlaştırılması, bilgi ve iletişim alanlarında sosyal düzenlemeler, uluslara­rası bilim ve teknolojik olanakların ortaya konması, ortak kültür miraslarının korunmasında önemli çalışmalar yapmaktadır. Türkiye, UNESCO'ya üyedir.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNİCEF)

1946 yılında kurulan bu örgüt, savaşların olumsuz sonuçları karşısında önlemler almak için önemli çalışmalar yapmaktadır. Savaşlarla birlikte ortaya çıkan yoksulluk, kıtlık, sağlık sorunları, beslenme ihtiyaçları gibi Konularda çocuklara yardım etmektedir. Bunun yanında yeni doğan, büyümekte olan gençlerin sorunlarına da çözüm aramaktadır.

Avrupa Birliği (AB)

1958 yılında, Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg'un Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) olarak kurmuş oldu­ğu bu birlik, daha sonraları Avrupa Birliği (AB) adını almıştır. İlk olarak kömür ve çelik alanlarında eko­nomik işbirliği şeklinde atılan adımlar, daha sonra uluslararası ekonomik, sanayi, siyaset, insan hakları ve dış politika çerçevesinde geliş­meye başlamıştır. Avrupa Birliğine üye ülkeler, kendi aralarındaki işbirliği ile hareket etmektedir. Eğitim, bilim, teknoloji, sanayi alanlarında ortak fikirler ileri sürerek büyük gelişmeler sağlamışlardır. Türkiye Avrupa Birliği üyesi değildir. Fakat tam üyelik için gerekli girişimlerde bulunmakta­dır.

Uluslar Arası Para Fonu (IMF)

1944 yılında kurulan bu örgüt, uluslar­arası ekonomik sistemin işlemesinde ortaya çı­kan sorunları çözmek ve ekonomik sıkıntı çe­ken devletlere kredi sağlamak amacı ile kurul­muştur. Dünya Savaşı’ndan sonra birçok devlet ekonomik sıkıntılar çekmiştir. Bu sıkıntıları gidermek için maddi kaynaklara ihtiyaç duyan devletler bazı şartlar karşılığında IMF'den para almaktadır. Türkiye ekonomik yardıma ihtiyaç duy­duğu için, İMF'den ekonomik yardım almıştır. Dışa bağımlı olmadan ekonomik planlar ortaya koymak için, çağdaş bilim ve teknolojik gelişmeler, üretim artışı kalkınma planları gibi konularda mali atılımlar yapmalıyız
SAAT  
   
Toplam 12665 ziyaretçi (28739 klik) kişi buradaydi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol